Çarşamba, Kasım 01, 2006

öğretmek sanattır

evet evet doğru okudunuz...

öğretmeyi seviyorum

Salı, Ekim 24, 2006

Apple Mac Mini

Şu anki fiyat :
501,00

Cumartesi, Ekim 07, 2006

Güzel Sözler

Dünya 3 günlüktür.dün, bugün ve yarın.
dün geçti, yarının geleceği belli değil. Öyleyse bugünün kıymetini bil.


Rüzgara hakim olamıyorsan yelkenlerini ona göre ayarla. Ve unutma ki hayat karşılaştığın güçlüklerle değil gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir..

Her zaman doğruyu söyle..Ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın.

Geldiğin zaman boşluk dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol.

Cuma, Ağustos 04, 2006

alınacak dersler

Dişi Aslan

Hayvanlar bir gün kim daha çok çocuk doğurabilir diye çekişmeye
başlarlar. Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar.

"Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun?" diye sormuşlar aslana.

"Bir." diye yanıtlar dişli aslan. "Fakat ben aslan doğururum."

DERSIMIZ;
NITELIK, NICELIKTEN ÖNEMLIDIR.

-----------------------------------------------------------------

YENGEÇ ILE ANNESI

"Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum" diye sorar anne yengeç
çocuğuna.



"Düzgün yürüsene ! " der.

- "Pekala anne" der çocuk.

- "Sen önümden düzgün yürü, ben seni takip ederim. "

DERSIMIZ;
HAREKETLER SÖZLERDEN ÖNDE GELIR?


-----------------------------------------------------------------


ASLAN, KOYUN, KURT VE TILKI

Aslanın biri, bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin kokup
kokmadığını sorar.

Evet ! ? diye yanıtlar koyun. Aslan bu yanıta kızar ve koyunu
oracıkta parçalar.

Daha sonra kurda seslenip yanına çağırır, ona da aynı soruyu
sorar.

Hayır ! ? diye yanıtlar kurt korkudan. Ancak o da yağcılık yaptığı
için
aslanın öfkesinden kurtulamaz.

Sıra tilkiye gelmiştir. Aynı soruyu tilkiye de sorar. Tilkinin
yanıtı şöyle olur;

- Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, o yüzden burnum koku almıyor ! ?

DERSIMIZ;
AKILLI KIŞI TEHLIKELI DURUMLARDA KONUŞMAZ !!!


-----------------------------------------------------------------


KAZLAR VE TURNALAR

Kazlar ve turnalar bir gün aynı tarlada yiyecek ararlarken birden
yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler. Turnalar daha
çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar. Oysa kazlar ağır
hareket ettikleri için avcıdan kurtulamazlar.

DERSIMIZ;
YAKALANANLAR HER ZAMAN SUÇLU OLANLAR DEĞILDIR?


-----------------------------------------------------------------


HASTA GEYIK

Yaşlı bir geyik hasta düşer ve daha rahat otlayabilmek için güzel
otlarla dolu bir çalılıkta yaşamaya başlar. Her hayvanla iyi
geçindiği için
pek
çok
hayvan sık sık geyiğin ziyaretine gelir.

Zamanla her gelen hayvan bu güzel otlardan tatmaya başlayınca kısa
süre
sonra tüm otlar biter. Geyik hastalıktan kurtulur ama yiyecek
hiçbir şeyi kalmadığı için bir süre sonra açlıktan ölür.

DERSIMIZ;
SIZCE?
NOT: BU KONUDA HIÇ KATKI YAPILMAMIŞTIR.

-----------------------------------------------------------------


FARELERIN TOPLANTISI

Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir
kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür.
Hiçbiri kabul görmez.

En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir.
Böylece
kedi

kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu
öneri kediler tarafından alkışlarla onaylanır.

Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare
ayağa

kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından
hiç kuşkusu olmadığını belirtir.

Fakat, der, Kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedinin
boynuna çan asacak? ?

DERSIMIZ;
IYI BIR PLAN YAPMAK AYRI, O PLANI GERÇEKLEŞTIRMEK AYRIDIR. *


Insanlar Felsefeyi Çocukken MASALDAN, Sonra Kitaplardan,
ihtiyarlarlayınca'da ARKALARINDA Kalan Hayatlarından
ÖGRENEBiLiRLER.

Çarşamba, Temmuz 19, 2006

dumur lanan dumurlananana :::::))))

dumur lanan dumurlananana :::::))))


Ürolojiden Mustafa kardeşime bilgisayar fantazilerimi gösterdim.
Kendisi koptu yaneeee:

neyse hadi bu gönderiyide onun için yolluyorum.
Aha da arkamda oturmuş bu postu okuyor.....

Cumartesi, Temmuz 08, 2006

Tanıyan Varmı ?

Bu Güzel Bayanı Tanıyan Varmı ?

http://sheendigital.com/alba/

Cuma, Haziran 23, 2006

el çabukluğu

http://www.netcolic.com/videos/theglasstrick.htm

Pazartesi, Haziran 05, 2006

ben



http://img59.imageshack.us/img59/4378/ben9sv.jpg

Perşembe, Haziran 01, 2006

İyi bir sunum için 10 kural

http://www.pclabs.gen.tr/ adresinde okuduğuma göre
İyi bir sunum için nelere dikkat etmeli? İşte size birkaç tüyo!

1) Sunumdan önce kendinizi topluluğa kısaca tanıtın. Nerede okudunuz, nerede o işe başladınız, nasıl ilginizi çekti, vs vs. Bu toplulukla aranızda bir bağ kurulmasını sağlar, bir iletişim kanalı otomatik olarak açılır. Akademik hava koklamış kişilerce düzenlenen seminerlerde ekseriyetle bir oturum başkanı tayin edilir ve o sizi kısaca tanıtır ama böyle birisi yoksa siz gereğini yapın. İhmal etmeyin. Sunuma gelen herkes sizi tanıyor mu zannediyorsunuz? (20dk’dan kısa sunumlarda 1-2 cümleyi geçmeyin)

2) Sunumdan önce mutlaka ama mutlaka seyircili prova yapın! Kim oldukları önemli değil, sadece sizi dinlesinler kafi. Bu sayede konuya, slaytların sırasına ve ne kadar süre harcadığınıza hakim olursunuz. Bir provadan sonra sunum performansınızın nasıl arttığına siz de şaşacaksınız.

3) Asla sunumda söyleyeceğiniz tüm lafları copy-paste edip perdeden bunları tek tek okumayın! Örnek bir slaytta sadece ana hatlar yazıyor olmalı. Slaytı metinle doldurup bir de bunları perdeye bakıp tek tek okuyarak kendinizi küçük düşürmeyin. Burada yabancı bir sitede kullanılan “sunum dosyanızı teleprompter gibi kullanmayın” lafını tekrar etmekte fayda var :) Düşünün, zaten uzun olan bu blog mesajını alsam tek bir slayta kopyalayıp-yapıştırsam ve yüzümü perdeye çevirip kelime kelime bu metni okusam nasıl olurdu? Böyle bir hataya düşmeyin.

4) Sunuma kimler gelecek? Bilgi düzeyleri nedir? Sunum dozajını bu parametrelere göre ayarlayın, milleti uyutmayın, emeğinizi rezil etmeyin :) Yaptığınız işe büyük bir hevesle bağlı olduğunuzdan ne var ne yoksa sunmak istiyor olabilirsiniz, ama inanın dinleyiciler buna hazır olmayabilir ve aşırı doz geri tepebilir.

5) Görünüm çok önemli değil ama sırıtan bir şeyler giymemeye özen gösterin. Biryantinli saçlar, yakası bağrı açık altın kol düğmeli bir gömlek vs gibi felaketlerden kaçının, maça 2-0 yenik başlamayın. Sizi izleyenler kendini beğenen bir tip olduğunuzu sanmasın, antipati duymasın.

6) Slaytları numaralandırın, 21/45 gibi hem o anki slayt numarasını hem de toplam adeti gösterecek şekilde izleyicilere bilgi sunun. Böylelikle daha ne kadar sabretmeleri gerektiğini kestirebilsinler. Bu işlemi sunum yazılımları otomatik yapıyor, üşenmeyin. Bilmiyorsanız buyurun; forumlarda cevaplayalım. Hatta bir de sunum içine gömülebilen kronomotre makrosu var ama en son hatırladığım ücretli olduğu idi(evet 30 günlük deneme sürümü varmış).

7) Lütfen MS Office’in Ataç karakteri gibi komik clipartlar kullanmayın. Modaları çoktan geçti. Comic Sans gibi komik ötesi fontları da kullanmayın. Estetik eksiği olan grafik öğeleri sunumdan silin atın. Yanar döner grafiklerden, aşırı sayfa animasyonlarından ise şiddetle kaçının. Arka plan rengine ve onun üzerine yazdığınız metnin rengine özen gösterin, hiç beceremiyorsanız beyaz üstüne siyah yazın bitsin gitsin.

8) Çok küçük font kullanmayın! Sakın! Kod içeriğini vesaireyi gösterecekseniz zoom özelliği olan bir yazılım kullanın ki en arkada oturanlar da metni okuyabilsin. Mesela Linux’ta Kate kullanın.

9) Sunum süresi: 15-20 dk en ideal süredir. Derin olmayan bir konuda 20 slayt bu sürede prova yaptıysanız mis gibi sunulabilir. Ama detaylı bir konu anlatıyorsak ve oturumu düzenleyenler bize süre verdilerse ne olacak? 45 dakikayı aşmayın. Aslında sadece maksimum 20 dk ilgilerini size odaklayabilirler ya neyse…İnsanlar bunun üstünde size sabredemez. Elbette bazı istisnalar var ve bazı taktikler ile 1-2 saat sıkılmadan dinlemelerini sağlayabilirsiniz:
- Esprili bir anlatım, slayttakinden bağımsız bir konuyu gündeme getirmek
- Konu içeriğinin iyi anlaşılmasını sağlayacak günlük yaşamdan seçilmiş basit benzetme ve örnekler.
- Multimedya, fotoğraf, illüstrasyon içeren slaytlar (aynen film sunulan otobüs yolculuklarının insana kısa gelmesi gibi). Aman ha; sesli videolardan kaçının. Başı ağrıyan birisi bunu yazıyor :) Kesinlikle bir terslik çıkar sesi kimse duymaz.
- Anlattığınız şeyin pratik uygulamalarını göstermek. Mesela, AJAX anlatıyorsanız ve laf uzadıysa bahsettiğiniz örneğin gerçek bir uygulamasını göstermek için sunumdan çıkıp tarayıcınıza başvurun
- Hata yapın :) Örneğin bir kod sunuyorsanız, bırakın ilk seferde çalışmasın. İzleyenler bu sayede size tekrar odaklanırlar ve hatanızı sizinle birlikte aramaya kalkarlar.
- 2 yönlü “full duplex” iletişim. Anlattığınız konu ne kadar ilgi çekici ve uyku kaçırıcı da olsa seyircilerinizin de sunumda ses çıkartmalarına müsaade edin, onları özendirin. İstedikleri yerde soru sorabilsinler(ama vakit alacak soru soranlara müdahale edin, cevabı sonra vereceğinizi söyleyin). İzlemeye gelenlerin gözlerine bakmayı ihmal etmeyin. Onlara sorular yöneltin.

10) Tam hakim olmadığınız bir konuda sunum vermekten kaçının. Cevabını veremeyeceğiniz soruları kalkıp sunumunuza eklemeyin. Ve yavaş tempo ile masal anlatır gibi konuşmayın, canlı ve hızlı konuşun.
Ve yardımcı olabileceğini düşündüğüm ek notlar:

- Sunumun en başında sunumun bir kopyasını internete koyacağınızı belirtin. Internete koyamayacağınız bir içerik ise bunu da belirtin.
- Çalışmanızla ilgili materyali, tablo ve grafikleri el altında bulundurun. Birisi sorar, lazım olur, sunuma koymanız gerektiğini hatırlarsınız veya laf bir şekilde oraya gelir.
- İlk slaytlardan birine “içindekiler” başlığı ile sunumda izleyeceğiniz rotayı ve ana başlıkları sunun.
- Sunumunuzu kayıt edin :) Böylelikle nerelerde hata yaptığınızı ve konuşmanızın nerelerini düzeltebileceğinizi görebilirsiniz. Bir mp3 çalar kafi.
- Sunumdan önce masaüstünüzü ve Flash Diskinizi temizleyin; Splash screen’deki Lisanslı kullanıcı hanesinde “Ali Baba” yazmadığına emin olun :) Böyle yazıyorsa bari PDF yapın, onu sunun.
- İlk defa bir kitleye sunum yaptığı her halinden belli olan bir “acemiyi” gördüğünüzde ona destek çıkın, işini kolaylaştırın :) Sunumdan sonra yaptığı hatalar varsa özel olarak kendisine fısıldayın.
- İşin erbabının güzel sunumlarını internetten çekin ve dersler alın. Profesyonel firmaların (mesela Nokia, Novell gibi) veya işin erbabının sunum slaytlarını yine internetten çekip kullandıkları fontlara, imajlara, slaytlarının yapısına dikkat edin. İşte size birkaç örnek sunum linki ama doğrusu “aştıkları” için taklit edin diyemem:

http://lessig.org/freeculture/
http://www.identity20.com/media/OSCON2005/

Sunum organizatörlerine notlar

- Havalandırmaya dikkat edin. İnsanlar bulundukları ortamın ne kadar havasızlaştığını farkedemez, klimanız yoksa camları açın, bir şeyler yapın uyanık kalmalarına katkıda bulunun :) Örneğin LKD şenliğindeki bazı arkadaşlar arada salonlara girip gerekiyorsa camları açıyorlardı, bilinçli bir hareket miydi bilmiyorum.

- Deprem, yangın, elektrik kesintisi gibi olaylara karşı önlemleriniz tam olsun.

- Salonlarda saat bulundurun. Mümkünse oturum başkanı tayin edin, konuşmacıya ne kadar süresi kaldığını bildirin. Laf çok uzarsa, sorular fazlalaşırsa müdahale edin.

- İnsanların istedikleri saatte çıkabilecekleri bir ortam sağlamaya gayret edin. Kapı salonun arkasında olmalı ki insanlar sunucuyu rahatsız etmeden veya moralini bozmadan (!) salonu terkedebilsin. En önemlisi geç kalanlar utanmadan içeri girebilsin! LKD bu konuda da başarılı idi: ilk günden sonra arka kapıların kullanılmasını özendirmek için yazılar astılar.

- Kablosuz ağ bağlantısı temin edin! Sunucudan izin almadan sunumun videosunu çekmeyin, internette yayınlamayın.

- Ses sistemi temin edin! Sesi kısık çıkan sunuculara ve onları dinleyenlere kıyak geçmiş olun.

- Lazer işaretleyici bulundurun.

- İsteyenin kendi cihazından sunum yapmasına imkan sağlayın. Powerpoint’in sunuma gömülmüş dosyaları neden oynatmayabileceğini ve bunun nasıl düzeltileceğini bilin :)

Son not: Powerpoint bazen iletişim aracı olacağına aksine iletişimi engelleyici, detayların gözden kaçmasına neden olan bir araç olabilir; NASA’nın Columbia mekiğini kaybetmesinde Powerpoint’in de payı olabileceğini söyleyen uzmanlara kulak asın; en önemli noktalar bazen sunumun içinde kaybolur gidebilir. Linkte değinilen Peter Norvig’in Gettysburg örneğini kendimize çevirirsek Nutuk’un Powerpoint ile sunulduğunu düşünün. Olacak iş mi? Özetle sunum/konuşma eşit değildir PowerPoint. Kullanmaya mecbur değilsiniz, iyi bir sunum için muhtaç değilsiniz. Karar sizin.

İyi bir blog mesajı için 10 kuraldan “lafı kısa tut” maddesini çiğnediğimin farkındayım :) Size parlak sunumlar diliyorum!





Salı, Mayıs 23, 2006

TuVNeRa yasası

TuVNeRa yasasına göre alacağın kasanın maliyetini hesaplayabilirsin:

Sistem maliyeti(Monitör hariç) / Kasa maliyeti = 10

Cumartesi, Mayıs 20, 2006

ortopedist ve frappr

NAME="frapprGroupMap" TYPE="application/x-shockwave-flash"
PLUGINSPAGE="http://www.macromedia.com/go/getflashplayer">

Türkiye Ortopedistlerinin Grubu

Tanım: Türkiye Ortopedistlerinin Grubu

Grubumuz oluşturuldu

Ana Sayfamız : http://groups.google.com/group/ortopedist
Topluluk e-postası : ortopedist@googlegroups.com

ortopedist








Google Groups
ortopedist
Arşivlere Göz At groups.google.com

Ortopedist

table style="border:1px solid #aa0033; font-size:small" align=center>


Google Groups

ortopedist grubuna kayıt ol



E-posta:

style="background-color:#ffcc33;padding:2px;border:2px outset #ffcc33;">









Arşivlere Göz At groups.google.com

Salı, Mayıs 02, 2006

bir bilge....

Abim ' den Moon a Lisa'ya atılan bir mesajı paylaşmak istedim.

Bir felsefe profesörü sinifta ögrencileriyle ders yapiyordu.
Önce önündeki bos bir kavanozu büyük taslarla doldurdu.
Ögrencilere kavanozun dolu olup olmadigini sordu. Onlar da dolu
oldugunu söylediler.



Profesör bu sefer bir kutu çakil tasi aldi ve onlari kavanoza
bosaltti. Kavanozu hafifçe sallayinca çakil taslari büyük
taslarin arasindaki bosluklara doldular. Profesör yine
ögrencilerine kavanozun dolu olup olmadigini sordu, onlar da yine
dolu oldugunu söylediler.



Bu sefer bir kutu kum alip kavanoza bosaltti. Kum geriye kalan
bütün bosluklari doldurunca yine ayni soruyu tekrarladi.
Ögrencilerin hepsi bir agizdan kavanozun dolu oldugunu
söylediler.



Profesör bu sefer masanin altindan bir sise kirmizi sarap
çikarip kavanoza bosaltti ve kumlarin arasindaki bosluklari da
doldurdu.



Ögrenciler gülmeye baslayinca; "Simdi," dedi "Bu kavanozun sizin
hayatinizi simgeledigini bilmenizi istiyorum. Büyük taslar
hayatinizdaki önemli seylerdir (aileniz, esiniz, sagliginiz,
çocuklariniz). Her seyi kaybetseniz ve elinizde sadece onlar kalsa
bile hayatinizin dolu dolu olmasini saglayacak seyler bunlar.
Çakil taslari ise isiniz, eviniz, arabaniz gibi diger önemli
seyler. Kum da geriye kalan herseydir, küçük seyler yani. Eger
kavanozu önce kumla doldurursaniz çakil taslarina ve büyük
taslara yer kalmayacaktir. Ayni sey hayatiniz için de geçerli.
Bütün zaman ve enerjinizi küçük seylere harcarsaniz
hayatinizda sizin için önemli olan seylere hiç yer
kalmayacaktir." Mutlulugunuz için çok önemli olan seylere dikkat
edin. Çocuklarinizla oynayin, doktor kontrollerinizi düzenli
yaptirin. Esinizi dansa götürün. Ise gitmek, evi temizlemek,
tamirat yapmak ve davet vermek için hep zamaniniz olacaktir. Önce
büyük taslari, gerçekten önemli olanlari halledin.
Önceliklerinizi belirleyin. Geriye kalanlar sadece kumdur
."



Ögrencilerden biri elini kaldirip sarabin neyi simgeledigini
sordu. Profesör gülümsedi, "Sordugunuza sevindim. O sadece
hayatiniz ne kadar dolu olursa olsun iyi bir sise saraba her zaman
yer olacagi
ni size göstermek içindi."

Pazartesi, Mayıs 01, 2006

istanbul...



grafistlerin yarışması.....

Pazar, Nisan 30, 2006

İşinizi Düzene Sokun



* İşlerinizi bitirme süresi içinde bitirin.
* Bir görevi yerine getirebilmek için:
*
o Görevi tanımlayın.
o Bu görevi nasıl yerine getirebileceğinizi ana hatlarıyla belirleyin.
o Patronla dirsek temasında olun ve kontrolü sürdürün.
o İşinizi tüm ayrıntılarıyla planlayın.
o İşinizi yapın.
o İşinizi bitirdikten sonra gözden geçirin.
* Unutmayın: Projenin bitiminde yapacağınız sunum sizi başarılı ya da başarısız kılacaktır.
* Görevlerde karışıklık yaşamayın. Mümkün olduğunca çok sayıda görev bölümlerini, olabildiğince erken harekete geçirin.

Düzene Girmenin Önemli Öğeleri...


* Bir günlük tutarak zamanınızın nereye gittiğini belirleyin.
* İki zorunlu araç kullanarak gününüzü planlayın: Bir yapılacaklar listesi ve bir takvim. (Piyasadaki gösterişli ajandalar da kulanılabilir.)
* En uzun randevuları kendinize verin. En fazla iş yapma olanağına böyle sahip olabilirsiniz.
* Kendinize işleriniz için bitirme tarihleri verin. Daha sonra bu bitirme tarihlerini daha erkene alın.

Aklınızdaki Karışıklıktan Kurtulun....

* Karmaşayı azaltmak için hedefler
yaratın

* Yapacağınızı şimdi yapın. Daha sonra vaktiniz olmayabilir.
* Yaşamınızda önemli olan her alanda hedefler yaratın.
* İşinizde düzenli olun. Zayıf Düzenleme yetenekleri meslek yaşantınız için önemli tehlikelerdir.
* İşinize karar vermek için mesleki hedefler kullanın.
* Yüksek hedefler belirleyin. Kendinizi zorlayın.
* İşinizde yalnızca bir şeye kendinizi odaklayın. Sonuçlar.
* Şirketi olumlu yönde etkileyecek, yapabileceğiniz en önemli şeyi saptayın. Ve onu yerine getirin.

* Sürekli olarak yalnızca tek göreve yoğunlaşın.
* Öncelikle bugünün işini çözün. Yarını 24 saat içinde düşünürsünüz.
* "Hayır" demeyi öğrenin.

Çarşamba, Nisan 26, 2006

işte linux snapshot...!!!


Hep merak etmiştim hangi sürümü kullanayım veya deneyerek en iyisini nasıl bulacağım diye...
Bak işte....

Pazar, Nisan 23, 2006

doğal afet....yağmur ve dolu


tarih 23 nisan 2006

yağmurdan önce sadce dolu olarak başladı ve avuç içi büyüklüğünde yaklaşık ceviz büyüklüğünde buz taneleri...
inanılmaz....

doğal afet....yağmur ve dolu


tarih 23 nisan 2006

yağmurdan önce sadce dolu olarak başladı ve avuç içi büyüklüğünde yaklaşık ceviz büyüklüğünde buz taneleri...
inanılmaz....

yaşasın sonunda web yapıyorum ....


Joomla Haberleri - Anasayfa

Cumartesi, Nisan 22, 2006

güzel söz...

Allah'ım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü..,
değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti..,ve
bu ikisi arasindaki farkı anlayabilme sağduyusu ver...

harddiskte kullanıcılara izin vermek....

........................
fstab içeriği
/dev/hda2 /yedek ext3 defaults 0 0
#mkdir /yedek
#chown izinvereceginizkisi.izinverilengrup /yedek

komutu ile yedek klasorune yazacak kisi ve gruplara izin verilir..

Pazartesi, Nisan 17, 2006

yorgun alçı...

merhaba ;
ameliyathanede.... bir gece ...




[URL=http://img221.imageshack.us/my.php?image=img04472bl.jpg]
[IMG]http://img221.imageshack.us/img221/125/img04472bl.th.jpg[/IMG][/URL]

veya

Çarşamba, Nisan 12, 2006

online resimlerim

evett
sonunda ben de flickr furyasına katıldım
çok kolay oldu
yahoo id ile üye olunabiliyor.
abi adamlar olayı çok kolaylaştırmışlar.
....dimi cevat abi...

>>>>>>efet
ee daha ne diiim
:)

işte burdayım
tıkla bakeeem

Salı, Mart 21, 2006

bir bilge....

Abim ' den Moon a Lisa'ya atılan bir mesajı paylaşmak istedim.

Bir felsefe profesörü sinifta ögrencileriyle ders yapiyordu.
Önce önündeki bos bir kavanozu büyük taslarla doldurdu.
Ögrencilere kavanozun dolu olup olmadigini sordu. Onlar da dolu
oldugunu söylediler.



Profesör bu sefer bir kutu çakil tasi aldi ve onlari kavanoza
bosaltti. Kavanozu hafifçe sallayinca çakil taslari büyük
taslarin arasindaki bosluklara doldular. Profesör yine
ögrencilerine kavanozun dolu olup olmadigini sordu, onlar da yine
dolu oldugunu söylediler.



Bu sefer bir kutu kum alip kavanoza bosaltti. Kum geriye kalan
bütün bosluklari doldurunca yine ayni soruyu tekrarladi.
Ögrencilerin hepsi bir agizdan kavanozun dolu oldugunu
söylediler.



Profesör bu sefer masanin altindan bir sise kirmizi sarap
çikarip kavanoza bosaltti ve kumlarin arasindaki bosluklari da
doldurdu.



Ögrenciler gülmeye baslayinca; "Simdi," dedi "Bu kavanozun sizin
hayatinizi simgeledigini bilmenizi istiyorum. Büyük taslar
hayatinizdaki önemli seylerdir (aileniz, esiniz, sagliginiz,
çocuklariniz). Her seyi kaybetseniz ve elinizde sadece onlar kalsa
bile hayatinizin dolu dolu olmasini saglayacak seyler bunlar.
Çakil taslari ise isiniz, eviniz, arabaniz gibi diger önemli
seyler. Kum da geriye kalan herseydir, küçük seyler yani. Eger
kavanozu önce kumla doldurursaniz çakil taslarina ve büyük
taslara yer kalmayacaktir. Ayni sey hayatiniz için de geçerli.
Bütün zaman ve enerjinizi küçük seylere harcarsaniz
hayatinizda sizin için önemli olan seylere hiç yer
kalmayacaktir." Mutlulugunuz için çok önemli olan seylere dikkat
edin. Çocuklarinizla oynayin, doktor kontrollerinizi düzenli
yaptirin. Esinizi dansa götürün. Ise gitmek, evi temizlemek,
tamirat yapmak ve davet vermek için hep zamaniniz olacaktir. Önce
büyük taslari, gerçekten önemli olanlari halledin.
Önceliklerinizi belirleyin. Geriye kalanlar sadece kumdur
."



Ögrencilerden biri elini kaldirip sarabin neyi simgeledigini
sordu. Profesör gülümsedi, "Sordugunuza sevindim. O sadece
hayatiniz ne kadar dolu olursa olsun iyi bir sise saraba her zaman
yer olacagi
ni size göstermek içindi."

Pazar, Mart 05, 2006

aşkımla birlikte....

Merhaba ; bu gönderiyi aşkımla beraber gönderiyorum ...
O da firefox ve eklentilerini çok seviyor..

frapper olayı

merhaba ;
bu frapper olayı da başka bir çılgınlık olmuş arkadaşlar...
ne bileyim
herkes kendini tanıtıyor ve gruplaşıyor...
dünya kardeşliği.... ( benim bakış açım )
dünya güvenliği ve takip ( obsesif bakış )
.....vesaire
Buyrun buda benim.....
BURDAYiM

ay günlüğü ...


moonalisa hayata geçti....

http://moonalisa.blogspot.com/

Skype olayına giriyorum....