Perşembe, Nisan 26, 2007

Sitemap olayına on-line çözüm

Gezinirken gördümde arkadasların çoğu sitemap hakkında fazla bilgiye
sayip değiller. tuhaf tuhaf programlar indirerek sitemapı günlerce pc
yi açık bırakarak yapmaya çalışıyolar... oysaki online sistemin bize
sunduklarından çoğunuz habersizsiniz.. Şu an Online Bir sistem var. Ve
bu sistemin yaptığı Sitemapı Hiç bir Program bu kadar Net bir şekilde
yapamaz !! Hemde 2 gün yerine 1 saat..!







Nasıl Yaparım ?



İlk Olarak Hiç bir program indirmek yok ve ugrasmak yok.

http://www.xml-sitemaps.com adresine giriyoruz.. http://www.sitemizinadi.com/forum
yazıyoruz Ve Starta Basıyoruz.. Bekleyelimde sistem verileri toplayıp
en hızlı şekilde en sağlam hale sokup bize sitemapımızın downloandını
Versin... daha sonrada www.google.com/webmasters/sitemaps  Adresinden Sitemapımızı Tanıtalım. İşte Hepsi Bu kadar.

Güzell Söz

Mutlu olmanın iki yolu vardı: Ya isteklerimizi azaltmak, ya da imkanlarımızı çoğaltmak.


Benjamin Franklin.

Cumartesi, Nisan 14, 2007

ABRAHAM LİNCOLN'DAN OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE MEKTUP





"Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını,

fakat şunu da öğret ona: 'her alçağa karşı bir kahraman, her bencil

politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır.' Her düşmana karşı bir

dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer

öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli

olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe

duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz

kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte

galip olduklarını.



Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona;

gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki

çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı. Okulda hata

yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi

fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.



Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.

Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü

vermeye çalış oğluma. Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm

dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları

almasını da öğret. Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl

gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.

Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini

öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.



Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını fakat hiçbir zaman

kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan

kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı

olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran ama

onu kucaklama. Çünkü, çeliği ancak ateş saflaştırır. Bırak sabırsız olacak

kadar cesaretine sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her

zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa

karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.



Bu, büyük bir taleptir; çünkü ben OĞLUMUN KÜÇÜK BİR İNSAN OLMASINI

İSTEMİYORUM.

Pazartesi, Nisan 09, 2007

mucit


işte sonunda baş vurumu yaptım.hadi hayırlısı

Cumartesi, Nisan 07, 2007

Depremden Korunma Yolları

Depremde: 

>Adım
Doug Copp. Dünyanın en tecrübeli kurtarma birimi
Amerikan


>Uluslar
arası Kurtarma Ekibinin Kurtarma şefi ve afet olayları


>müdürüyüm.
Bu makaledeki bilgiler bir deprem anında hayat


>kurtaracaktır.


>


>875
yıkılmış binaya sürünerek girdim, 60
ülkeden kurtarma


>ekipleriyle
çalıştım, birçok ülkede kurtarma
ekipleri oluşturdum, ve


>çok
sayıda ülkede birçok kurtarma ekibinin üyesiyim.
2 Yıl boyunca


>birleşmiş
milletler felaket "azaltma" uzmanıydım. 1985'ten
beri aynı


>anda
gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün
büyük felaketlerde


>çalıştım.


>


>1996'da
benim hayatta kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan
bir


>film
yaptık. Türk hükümeti, İstanbul belediyesi,
İstanbul


>üniversitesi,
Case yapımcılık, ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin


>filme
alınmasında işbirliği yaptılar.


>


>İçinde
20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktık. On maket


>"çömel
ve korun" metodunu  uygularken, 10 maket "hayat
üçgeni"


>metodumu
uyguladı. Tasarlanmış yıkımdan sonra
görüntüleri filme


>almak
ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip
binaya girdik. Bina


>yıkımlarında
oluşabilecek şartlar dahilinde direk olarak


>gözlemlenebilen
ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma


>tekniklerimi
uyguladığım film "çömelip
korunan/saklanan" kişiler


>için
hayatta kalma şansının sıfır olduğunu
ortaya koydu. Hayat


>üçgeni
metodumu kullananlar için hayatta kalabilme şansı
yaklaşık


>olarak
% 100 oldu. Bu film Türkiye'de ve Avrupa'nın geri kalan


>kısmında
milyonlarca izleyici tarafından izlendi. Bu film ABD,


>Kanada
ve Güney Amerika'da RealTV programında izlendi.


>


>Enkazına
girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu.


>Bütün
çocuklar sıralarının altındaydı. Her
bir çocuk kemiklerinin


>kalınlığına
kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki
koridorlara


>uzanmış
olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu "ayıptı,


>gereksizdi"
ve çocukların neden koridorlarda (sıraların
arasında)


>olmadığını
merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın
altına


>saklanmalarının
söylendiğini bilmiyordum.


>


>Basitçe
ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine
düşen


>tavan
ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu
nesnelere çarparken


>yanlarında
bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim
"hayat


>üçgeni"
dediğim alandır.


>


>Nesne
ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha
az


>ezilecektir.


>


>Nesneler
ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan
kişinin


>yaralanmama
olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere
televizyonda


>yıkılan
bina izlerken gördüğün üçgenleri say.
Heryerdeler. Yıkılan


>bir
binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.


>


>Deprem
anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını


>kurtarma
hakkında 750 bin nüfuslu Trujillo kentinin İtfaiye
bölümünü


>eğittim.
Trujillo İtfaiye Departmanının kurtarma şefi
Üniversitede


>profesördür.


>


>Bana
her yerde eşlik etti. Kişisel ifadeleridir:


>


>"Adım
Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11


>yaşındayken
çöken bir binada mahsur kaldım. Mahsur kalışım
1972


>yılında
70.000 kişini öldüğü depremde oldu. Erkek
Kardeşimin


>motosikletinin
yanında oluşan "hayat üçgeni" içinde
hayatta kaldım.


>Yataklarının
veya sıraların, masaların altına giren
arkadaşlarım


>ezilerek
öldüler (isim, adres vb detayları anlatıyor). Ben
hayat


>üçgeninin
yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım
"çömel ve korun"


>örnekleridir.


>DOUG
COPP'UN ÖNERİLERİ 


>1)
"Binalar çökerken basitçe "çömelen
ve korunan" kişiler istisnasız


>her
defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi
nesnelerin altına


>giren
kişiler her zaman ezilirler.


>>2)
Kediler, köpekler ve bebekler'in hepsi doğal bir şekilde


>dizlerini
ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek
kıvrılırlar.


>Deprem
anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız.
Bu doğal bir


>güvenlik
ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük
bir boşlukta


>hayatta
kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk


>yaratacak
bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında
durun.      


>3)
Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır.
Sebebi


>basittir;
ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer


>ahşap
bina çökerse geniş yaşam boşlukları
oluşur. Ayrıca, ahşap


>binalar
daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına
sahiptir. Tuğla


>binalar
ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır.
Tuğlalar bir çok


>yaralanmalara
sebep olacaktır, ama (beton) bloklardan daha az


>ezilmiş
vücutlar yaratırlar.


>4)
Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak


>yataktan
düşün. Yatağın çevresinde güvenli
bir boşluk oluşacaktır.


>Oteller
müşterilerine deprem anında yatakların yanında
yere


>uzanmalarını
salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının


>arkasına
asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma
oranlarını


>sağlayabilirler. 


>5)
Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya


>pencereden
dışarı kaçmak mümkün değilse,
kanepe veya büyük bir


>koltuğun/sandalyenin
yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere


>uzanın..


>6)
Bina çökerken Kapı kirişlerinin altına
geçen herkes ölür...Nasıl


>mı?
Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz
ve kapı kirişi öne veya


>arkaya
doğru düşürse inen tavanın altında  
ezilirsiniz. Eğer kapı


>kirişi
yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz.
Her iki durumda da


>ölürsünüz!


>>7)
Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin.
Merdivenler (ana


>binadan)
farklı bir "frekans aralığına"
sahiptir; ana binadan


>bağımsız/ayrı
olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı


>devamlı
olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı


>gerçekleşene
kadar. Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden


>yaralanırlar.
Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa
dahi,


>merdivenlerden
uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en


>muhtemel
kısmıdır. Depremde yıkılmamış olsa
dahi, merdivenler


>bağırarak
kaçmaya çalışan insanların aşırı
yüklenmesi ile çökebilir.


>Merdivenler
binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa
dahi her


>zaman
güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.


>8)
Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde
durun, mümkünse dışına


>çıkın.
Binanın iç kısımlarındansa dış
kısımlarına yakın yerlerde


>olmak
çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden
ne kadar içeride


>olursanız,
çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar
artacaktır.


>9)
Aynen Nimitz yolundaki katlar arasındaki (yıkılan)
blokların


>meydana
getirdiği gibi, deprem anında üst yolun yıkılmasıyla
ezilen


>araçların
içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco


>depreminin
kurbanlarının hepsi araçlarının
içindeydiler. Hepsi öldü.


>Araçlarının
dışına çıkıp,aracın yanına
uzanıp veya oturarak


>kolaylıkla
hayatta kalabilirlerdi. Ölen herkes eğer araçlarından


>çıkıp,
araçlarının yanına oturabilseler veya
uzanabilselerdi yaşıyor


>olabilirdi.
Ezilen bütün araçların yanında-kolonların
direkt olarak


>üzerine
düştüğü araçlar hariç- 3 feet
yükseklikte boşluklar


>oluşmuştu. 

>10)
Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın
olduğu


>ofisleri
dolaşırken kağıdın
sıkışmadığını/ezilmediğini
keşfettim.


>Kağıt
yığınlarının/kümelerinin etrafında
geniş boşluklar


>bulunur/oluşur.